Bu sayfayı yazdır

Sayı 14: Doğu-Batı ve Siyaset

Çalışmayı İndir (PDF)


SUNUŞ

Dergimizin bu sayısında Doğu-Batı kavramları tüm yönleriyle ele alınmaktadır. İlk bakışta salt coğrafi karşılıklar ya da yön belirten sözcükler olarak algılanan bu kavramlar derinlemesine irdelendiğinde sosyal, kültürel, tarihsel, siyasal ve ekonomik çağrışımlar taşıdıkları görülür. Kısaca insanlığın birlikte yaşama azim ve karalılığını göstermesiyle oluşan en eski medeniyetlerden günümüze kadarki süreçte Doğu ve Batı coğrafyaları sahip oldukları özellikler ve taşıdıkları değerler ile olumlu ya da olumsuz bir takım söylemlere ve tanımlamalara muhatap olmuşlardır.

Tarihsel süreçte aralarındaki ilişkilerden hareketle genel bir değerlendirme yapıldığında beklenilen veya arzu edilenin aksine, yani, birbirini tamamlayan veya birbirine ihtiyacı olan değerler sistematiğinden çok, kavramların ikili karşıtlık (binaryopposition) içeren bir sorunsal alan haline geldiği ve zamanla kutuplaşmaya dönüşüp çatışmalara neden olduğu görülmektedir. Dahası bu ikili karşıtlıklar dünya kamuoyuna, bir siyasi veya ideolojik söylem ya da tanımlama biçiminde “siyah-beyaz”, “ben-öteki”, Judeo-Hristiyan-İslam”, “efendi köle”, “yöneten-yönetilen” gibi klişelerle yansıtılmaktadır. Bu çatışmalar, Haçlı Seferleri adı altında zamanla din eksenli bir yapıya bürünerek günümüze kadar farklı söylem ve görünümlerde devam etmiş ve günümüzde ise etkin bir gündem oluşturan ”medeniyetler çatışması” beklentisine dönüştürülmüştür.

21. yüzyılda “küreselleşme” adı altında bir çözüm önerisi oluşturuluyor gibi görünse de, aslında bunu gerçekleştirmeye çalışan iradenin düşünce planında muhatabını yeniden ötekileştirerek bir kez daha hakimiyet kurma projesi bulunmaktadır. Çünkü,“Beyaz adamın yükü” olarak algılanan Doğu coğrafyası sahip olduğu tüm değerleriyle her zaman olduğu gibi günümüzde de yoğun bir ilgi odağı olmaya devam etmektedir. Bu sayımızda, genelde Doğu-Batı eksenli özelde ise bu eksende stratejik öneme haiz Türkiye bağlamlı geniş bir araştırma alanı oluşturularak bir yandan coğrafi ve kültürel unsurlar dile getirilmekte, öte yandan aynı eksenli siyasal, tarihsel ve ideolojik irdelemeler yapılmaktadır. Örneğin, bir çalışmada sınır komşumuz İran ve Farsçanın gelişimi ve diğer doğu toplumlarındaki etkisi ele alınırken, diğer bir araştırmada bölgede önemli bir konumu olan kardeş ülke ve coğrafya olan Nahcivan tüm yönleriyle tanıtılmaya çalışılmaktadır. Öte yandan, Doğu-Batı ikileminin yoğunlukla yaşandığı siyasal, kültürel, ekonomik, stratejik ve ideolojik içerikli çalışmalar da yine dergimizin genel formatına uygun olarak bu sayıda önemli bir yer tutmaktadır.

Tanımlanan değil tanımlayan iradenin varlığının bilincine vesile olacak bir okuma dileğiyle, yeni sayılarda buluşmak üzere...



İÇİNDEKİLER

  • Batıcıların İslamcılığı “Hüseyin Cahit ve Celal Nuri’nin İslami Yenilik Düşüncesi” // Prof. Dr. Mehmet Zeki İŞCAN
  • Mehmet Akif Ersoy’un Şiirlerinde Doğu ve Batı Anlayışı // Prof. Dr. Mustafa ÜNAL
  • Doğu Sorunu ve Türk Aydınlarının Medeniyet Krizinden Çıkış Yolu Olarak “Muasırlaşma” ve “Batılılaşma” Tasavvurları // Prof. Dr. Recai COŞKUN
  • Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’nin Bölge Ülkeleri Açısından Önemi // Prof. Dr. Cengiz ALYILMAZ
  • Doğu-Batı Algısının Tarihsel Süreci ve Günümüzdeki Çağrışımları // Prof. Dr. Kamil AYDIN
  • Bir Dönem Türk Toplum Düşüncesinde Oluşturulmaya Çalışılan Doğu-Batı Algısı // Doç. Dr. Fazlı POLAT
  • Bir Doğu Dili Olarak Farsça/Yeni Farsçanın Tarihî Gelişimi ve Etki Alanı // Prof. Dr. Nimet YILDIRIM
  • Üç Tarz-ı Siyasetin Tek Tarzı: Kültür-Medeniyet ya da Manevi Kültür- Maddi Kültür Kutuplaştırmacılığı // Prof. Dr. Suna BAŞAK

 

 

Tamamını okuyun...