< < TASAV -TASAV - TASAV Başkanı İsmail Faruk AKSU'nun Hocalı Katliamı'nın 29. Yıldönümü Hakkındaki Açıklaması
Bu sayfayı yazdır

TASAV Başkanı İsmail Faruk AKSU'nun Hocalı Katliamı'nın 29. Yıldönümü Hakkındaki Açıklaması

Çalışmayı İndir (PDF)

 

TASAV Başkanı İsmail Faruk AKSU'nun Hocalı Katliamı’nın 29. Yıl Dönümü Münasebetiyle Yaptığı Açıklama

Tarihin en acı olaylarından birisi 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kentinde meydana gelmiştir. Ermenistan askerî güçlerinin Hocalı’ya girerek gerçekleştirdikleri katliam, insanlık tarihine kara bir leke olarak kaydedilmiş ve bu elem dolu olay tüm Türk dünyasını yasa boğmuştur.

20. yüzyılın başında Rus, Fransız ve İngiliz devletlerinin desteğiyle Anadolu’da Türklere yönelik katliam yapan Ermeni çeteleri, SSCB’nin dağılması sonrasında Ermenistan devleti ile yeniden hayat bulmuş ve Azerbaycan’da türlü katliamlara imza atmıştır. Bunların en ağır olanı şüphesiz ki Hocalı katliamıdır. Hocalı Katliamı, bir asır önceki Ermeni zihniyetinin yeniden hortladığının apaçık ispatıdır.

Rus desteğiyle Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesini işgale girişen Ermenistan kuvvetleri, 26 Şubat 1992 tarihinde, yaklaşık üç bin kişinin bulunduğu Hocalı’da sivil, kadın, çocuk, yaşlı ayırımı yapmaksızın vahşet sergilemiş; 83’ü çocuk ve 106’sı kadın olmak üzere toplam 613 masum sivili hunharca katletmiştir. Ayrıca, 487 kişi ağır yaralanmış, 1275 kişi rehin alınmış, 150 kişi ise kaybolmuştur. Katledilen sivillerin naaşları üzerinde bile işkenceler yapıldığı görülmüştür ki bu, insanlık için büyük bir utanç vesikası olarak kayıtlara geçmiştir.

Hocalı’da yüzlerce kişinin sadece Türk oldukları için katledilmiş olmasının uluslararası hukuktaki karşılığı hiç şüphesiz ki soykırımdır. Nitekim Hocalı’daki eylemler, uluslararası hukukta tarif edilen soykırım, insanlığa karşı suçlar ve barışa karşı suçlar ile örtüşmektedir. Ne var ki, bu vahşetin sorumlularına yönelik herhangi bir cezaî yaptırım halen uygulanmış değildir. Aksine, 29 yıl önce yaşanan bu olay, ısrarla uluslararası kamuoyundan gizlenmeye, unutturulmaya çalışılmaktadır. Ancak bu elem verici insanlık suçunun sorumlularını Türk Milleti asla unutmayacak ve affetmeyecektir.

Uzun yıllardır Türk milletini Ermenilere yönelik soykırım suçu işlemekle itham edenler, Ermeni mezalimini gizlemeye çalışarak büyük bir yanılgı ve çelişki içinde olduklarını görememektedir. Yine bu odaklar, küresel aktörlerin siyasetine malzeme olduklarının farkında değillerdir. Ermeni mezalimini dünya kamuoyundan gizleyerek Türklerin “soykırımcı” olduğu iftirasını yayan Batılı aktörler, insanlığın gördüğü en büyük çifte standartlardan birisine taraf olmuştur.

Hocalı Katliamı, Ermeni mezaliminin ve acımasızlığının her devirde devam ettiğini ve edebileceğini göstermiştir. Nitekim 12 Temmuz 2020’de Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarına yönelik gerçekleştirdiği saldırılarda Azerbaycan 12 şehit vermiştir. Ermenistan 27 Eylül 2020 tarihinde ise askerî ve sivil hedeflere yönelik saldırılarını yinelemiş ve Azerbaycan’ın verdiği karşılıkla İkinci Karabağ Savaşı başlamıştır. Ermenistan bu süreçte her fırsatta sivil hedeflere saldırmış ve 100’den fazla Azerbaycanlı sivilin hayatını kaybetmesine sebep olmuştur. Azerbaycan’ın askerî ve psikolojik olarak üstün olduğu, hukukî ve siyasî olarak da haklı olduğu bu savaş 44 gün sürmüştür. Nihayetinde Azerbaycan Ordusu, yaklaşık 30 yıldır işgal altında bulunan Dağlık Karabağ etrafındaki beş reyonu, Dağlık Karabağ’ın ise önemli bir kısmını kurtarmıştır.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin Kelbecer'in işgali üzerine aldığı 822; Ağdam'ın işgali üzerine aldığı 853; Fuzuli, Cebrail ve Gubadlı’nın işgali üzerine aldığı 874 ve Zengilan’ın işgali üzerine aldığı 884 sayılı kararlar, Azerbaycan’ın haklılığını ortaya koyan, herkesçe kabul edilen ve uluslararası geçerliliği olan metinlerdir. Dahası bu sorunun çözümü için oluşturulan AGİT Minsk Grubu’nun aldığı kararlar da bu yöndedir. Dolayısıyla Azerbaycan, uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını korumak ve işgal altındaki topraklarını geri almak için meşrû bir mücadele vermiştir. Nitekim mücadelesini başarılı bir şekilde tamamlamış ve zaferini 9 Kasım 2020 tarihinde imzalanan uluslararası mutabakat metni ile tescillemiştir.

Türk Akademisi Siyasi Sosyal Stratejik Araştırmalar Vakfı (TASAV) olarak, 26 Şubat 1992 tarihli bu menfur hadiseyi nefretle kınıyor, Hocalı şehitlerini, Ermeni saldırılarıyla hayatını kaybetmiş bütün soydaşlarımızı ve Karabağ’ın işgalden kurtarılması mücadelesinde şehit olan tüm kahramanları rahmetle anıyoruz. Bir kez daha dünyayı, çifte standartlı yaklaşımdan vazgeçmeye ve Hocalı ile yüzleşmeye davet ediyoruz.

Saygılarımızla,

İsmail Faruk AKSU
TASAV Başkanı

 

 

Tamamını okuyun...